Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Beyaz Saray'daki görüşmelerin ardından ABD'nin talep ettiği lityum madenciliği anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu açıkladı. Anlaşmanın detayları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı ancak ABD'nin Ukrayna'nın kritik mineral rezervlerine büyük ilgi gösterdiği biliniyor. Bu mineraller, pil ve yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminde hayati önem taşıyor. Ukrayna'nın sahip olduğu önemli rezervler arasında, akıllı telefonlardan elektrikli araçlara kadar birçok ürünün temelini oluşturan lityum da yer alıyor. Ülke bugüne kadar lityum üretimi gerçekleştirmemiş olsa da, Ukrayna Devlet Jeoloji Müdürlüğü'ne göre 500 bin tonluk bir rezerve sahip olmasıyla Avrupa'nın en büyük lityum rezervine sahip ülke konumunda. Bu rezervlerin çıkarılıp çıkarılamayacağı ise büyük bir soru işareti oluşturuyor.
Ukrayna'nın Lityum Rezervleri ve Güvenilirlik Sorunu
Amerika Birleşik Devletleri Coğrafya Araştırmaları Kurumu'na (USGS) göre küresel lityum rezervi 71 milyon ton. Üretim ise ağırlıklı olarak Arjantin, Avustralya, Kanada, Şili ve Çin'de gerçekleşiyor. Son yıllarda ABD'de de yeni rezervler bulunmuş olsa da, ülkede işleyen yalnızca bir lityum madeni bulunuyor. Ancak, Ukrayna'nın rezervleri hakkında ciddi şüpheler mevcut. İngiltere'deki Birmingham Stratejik Elementler ve Kritik Mineraller Merkezi'nden Prof. Anderson, Ukrayna'nın rezerv rakamlarını olduğundan yüksek gösteriyor olabileceğini belirtiyor. Sovyet döneminde yapılan araştırmalar, Ukrayna'nın orta ve Rusya işgali altındaki doğu bölgelerinde lityum rezervi olduğunu göstermişti. Ukrlitiivydobuvannia adlı maden şirketi 2017 yılında lityum çıkarma izni almıştı. Ancak rezervlerin gerçek büyüklüğü ve ekonomik olarak çıkarılabilirliği tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor.
ABD'nin Lityum İhtiyacı ve Çin'in Hakimiyeti
ABD, lityum ihtiyacının yarısını ithal ediyor ve bu ithalatın büyük bir kısmı Şili ve Arjantin'den geliyor. ABD hükümeti, Çin'in lityum ve diğer kritik mineraller üzerindeki hakimiyetinden endişe duyuyor. Çin, küresel lityum rezervlerinin yüzde 16,5'ine sahip olmasına rağmen, lityum rafineri kapasitesinin yüzde 60'ını ve lityum-iyon pil üretim kapasitesinin yüzde 75'ini kontrol ediyor. Bu durum, ABD'nin enerji güvenliği ve teknoloji bağımsızlığı açısından büyük bir risk oluşturuyor. Joe Biden yönetimi, Enflasyonu Azaltma Yasası kapsamında maden şirketlerine kredi vererek yerli lityum üretimini teşvik etmeye çalışıyor. Ancak bu girişimler, lityum fiyatlarındaki düşüş nedeniyle zorlanıyor. ABD Savunma Bakanlığı, Albermarle şirketine Carolina'daki bir lityum madenini yeniden işletmesi için kredi vererek askeri amaçlı pil üretimini desteklemeyi hedefliyor.
Ukrayna Anlaşmasının Riskleri ve Geleceği
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'nın minerallerini, Rusya'ya karşı savaşta sağlanan desteğin bir karşılığı olarak talep ediyor. Ancak, Ukrayna'daki rezervlerin çıkarılma maliyetinin yüksek olması ve rezervlerin kalitesi hakkında belirsizliklerin olması, anlaşmanın ekonomik getirisini soru işaretleriyle bırakıyor. Dnipro Teknoloji Üniversitesi'nin bir raporu, Ukrayna'daki lityum rezervlerinin kayaların arasında bulunması nedeniyle çıkarmanın zor ve maliyetli olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, Avustralya ve Şili gibi ülkelerdeki daha düşük maliyetli üretim yöntemleriyle karşılaştırıldığında Ukrayna'daki lityum üretimini ekonomik açıdan dezavantajlı hale getiriyor. Lityum fiyatlarındaki düşüş de yatırımcıları tedirgin ediyor. Uzmanlar, maden şirketlerinin fiyatların istikrar kazanmasını beklemeyi tercih edebileceğini belirtiyorlar. Savaşın ve yıkımın yarattığı zorluklar da Ukrayna'da yeni bir maden tesisi kurmayı oldukça riskli bir hale getiriyor. Bu nedenle, Ukrayna-ABD anlaşmasının uzun vadeli sonuçları belirsizliğini koruyor.